24 Eylül 2011 Cumartesi

doktorlar haftada 4 gun sevisin diyor. sahi doktorlar kim? ben haftada 69 defa sevisin diyorum.

bir süre önce farkettim ki, biz insanlar kitleler halinde köle oluyorduk, konuşmaya, dokunmaya, gördüklerimize anlam vermeye başlamamızla beraber, toplu halde fabrika raylarından ilerliyorduk, tutsak oluyorduk. içimizden birileri bir şekilde bizi yönetiyordu, bizim nasıl yaşayacağımızı söylüyorlardı, neler yapmamız gerektiğini, neleri sevmemizi, neleri almamızı ve hepimiz bunları yapmak için yaşıyorduk. bizler gerçek birer köleydik tarihin belki insan öncesi dönemin tüm canlıların olmadığı kadar köleydik.. hepimiz kusursuz birer köleydik artık. öyle hayal ediyorum ki küçükken üzerime balık ağı atılıp kaçılırsak bir fransız kolonisinde kürek çekerek viking gemisi ilerletsek daha özgür olabilir miydik? o kadar tutsağız ki o kadar fazlayız ki, o kadar kalabalığız ki herkes o kadar köle ki, herkes özgürlüğün, doğal yaşamın bu olduğunu sanıyor. sınırı dünya olan bir hapishanedeyiz ve bizler yönetilenler tarafından gruplara ayrılmıştık, dinlerimiz belirlendi, farklı diller verildi, farklı eğitimler aldık, farklı sosyal statülere ayrıldık, silahlandık ve gardiyanların bakmadığı anlarda birbirimizi öldürdük, bazılarımız revire verildi doktorlar olanlarımız kalanlara yardım etti daha iyi birer köle olabilmeleri için, ne yaparsak yapalım, ne kadar kaçarsak kaçalım amansızca zincirlenmiştik, ayaklarımızdan bağlanmıştık. çaresizce yürüyebiliyorduk ama asla koşamıyorduk. beyinlerimize şap atılıyordu, toplu halde aynı müzikleri dinleyip, aynı filmleri izliyorduk, aynı şeyler üzerine konuşuyorduk. şşşş…ama sessiz ol çok konuşursak hücreye atarlar bizi de. bizler doğarken müebbet yemiştik. hepimiz çaresizdik, farkında değildik ve düşünmeksizin yaşıyorduk. yaşamak bizi ehlileştirmişti, sakinleştirmişti, sadık ve rutin kölelerdik, bizden öncekiler gibi, bizden sonra gelecekler gibi. birer birer ismimizi ağaçlara kazıyorduk. sadece kaçmak istiyorduk, o kadar çok kaçmak istiyorduk ki, neyden kaçacağımızı bile unutuyorduk bazen, kendimizden kaçıyorduk sanırım en sonunda, çünkü en yakınımızda o oluyordu, en mümkünü oydu.. öyle ya biz de varolmuştuk. başka bir deyişle hepimiz kapitalizmin orospularıydık. daha fazla sevişmekliydik, daha fazla zevk vermeliydik, herkes şuursuzca tatmin oluyordu. ilk meslek fahişelik derler. dünya psikozda, dünya çıkmazda, insanlık son onyıllarını yaşıyor ve biz son insanlar birbirinden şehvetli fahişelerdik. o kadar çok sevişmiştik ki magma bile boşalıyordu. küllerimiz namusumuzdur onlara sahip çık evren, satürne taşı bizi dönelim çevrende. tablo canlandı kafamda: bir gezegenin etrafında dönen, bir dünya orospu..

*bunu bulup okuyacak tarihçiye not: bi siktir git başka yazılar oku, bu okuyacağın son yazı dalyarak. aç darwin, stalin, marx, hitlerden bişiler oku.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sende yorum yap escobar